
the magandus //
store //
about us //
contact //
Müşteri Hizmetleri
0531 288 30 13
Pazartesi - Cumartesi
/ 10.00 - 19.00
DESTEK /
SUPPORT
SÖZLEŞMELER /
CONTRACTS

2025
STORE
woch concept and
the magandus creation co.
Ürünlerimiz Türkiye'de üretilmektedir.

Sanatın zarafeti, teknolojinin gücüyle buluştu.
Gelişmiş minimal tasarımıyla bir obje değil, bir ifade.
Derin sesler, net detaylar ve
ileri teknoloji — hepsi tek bir formda.
the Magandus.
Sesi dinleme. Hisset.
Şimdi keşfet .
Geleceğin sesine kulak ver .

Minimal tasarımı, keskin hatları ve
geleceğin teknolojisiyle donatılmış yapısıyla
the Magandus,
yalnızca bir hoparlör değil
— bir yaşam tarzı.
the
Magandus'u
keşfet

Zamansız Şıklık, Kusursuz Ses:
the Magandus
Minimalist çizgilerle geleceğin estetiğini bugüne taşıyan
the Magandus, yalnızca bir ses sistemi değil; aynı zamanda yaşam alanınıza değer katan bir tasarım objesidir. Yumuşak geçişli formları, doğal malzeme dokuları ve sade renk paletiyle her ortama kolayca uyum sağlar.
Gelişmiş akustik mühendislik sayesinde, derin baslar ve kristal netliğinde tizlerle odanızı kaliteli sesle doldurur. Bluetooth 5.3 bağlantısı, kablosuz özgürlüğü en üst seviyeye taşırken, kontrol panelleri ile kullanım kolaylığı sunar.
Sade, zarif ve işlevsel… Bu hoparlör, modern yaşam tarzını yansıtan tasarımıyla hem teknolojiyi hem de sanatı bir araya getiriyor.


CRAFTED BY US
ÜRÜNÜ GÖR
the Magandus

the Monolith
PERSONALIZED BY YOU
ÜRÜNÜ GÖR

the Rhombus
PERSONALIZED BY YOU
ÜRÜNÜ GÖR
the Rhombus
the Monolith
Sesin Geometrisi, Tasarımın Ritmi
“The Rhombus”, yalnızca bir DJ setup seti değil; müziğin ve tasarımın kesişiminde doğmuş bir heykel gibidir. Elmas biçimli formu, mekâna estetik bir dinamizm katarken; mobilya formatındaki gövdesi, işlevselliği sanatsal bir objeye dönüştürür.
Her ayrıntısı, hem performansın enerjisine hem de yaşam alanının zarafetine hizmet eder. Masif ahşap dokusuyla sıcaklık, geometrik çizgileriyle modernlik sunar. Turntable’lar, mixer ve ekipmanlar bu yapının içinde kaybolmaz; aksine, bütünün parçası olarak bir sanat eserinin unsuru haline gelir.
“The Rhombus” ile DJ’lik yalnızca bir performans değil, mekânla bütünleşen bir deneyimdir. Bu tasarım, müziği yalnızca duymak değil, yaşamak isteyenler için.
Betonun Ağırlığında, Müziğin Sonsuzluğu
“The Monolith”, yalnızca bir DJ setup değil; zamana meydan okuyan bir anıttır. Tek parça beton gövdesi, sarsılmaz bir heykel gibi mekâna kök salar. İçinde taşıdığı ağırlık, müziğin gücünü simgeler; her beat, her titreşim, betonun sessiz kudretiyle yankılanır.
Sabit formu, geçiciliğin karşısına kalıcılığı koyar. DJ’in dokunuşları, bu yekpare yapının üzerinde yankılandığında, performans bir gösteriden çok bir ritüele dönüşür.
“The Monolith”, mekânda yalnızca bir mobilya değil, müziğin taşlaşmış hafızası olarak var olur. Betonun suskunluğunda, sesin ölümsüzlüğü dile gelir.
the Arcanum
PERSONALIZED BY YOU
ÜRÜNÜ GÖR
the Arcanum
Sesin Gizli Hafızası
“Arcanum”, yalnızca bir pikap ve plak ünitesi değil; sesin saklı katmanlarını açığa çıkaran bir obje. Tel hasır örgü ve metal sacın endüstriyel sertliği, zamansız bir zarafetle birleşir. Her çizgi, her dokunuş, müziğin gizemli doğasını taşır.
Adını Latince “sır, gizem” anlamından alan Arcanum, her plağı yalnızca çalmakla kalmaz; onu yeniden keşfetmeye davet eder. Ses, metalin soğukluğunda yankılanır, örgünün ince dokusunda görünmez bir hafıza gibi saklanır.
Arcanum, müziği bir eşya olmaktan çıkarır; ritüel, obje ve sanat eseri haline getirir.


house
party


THE
SCENE OF THE
NIGHT
Ev değil,
gecenin sahnesini veriyoruz.
woch
concept
Gri fonun
dışında
Sıradan olmamak, hayatın gri fonuna kendi rengini çizmektir.
Kalabalığın aynı ritimde yürüdüğü yerde, kendi adımının yankısını duymaktır.
Farklı olmak çoğu zaman yalnızlığa benzer; ama o yalnızlık, özgürlüğün ve yaratıcılığın ilk tohumudur.
Sıradanlıktan kaçan, kendi sesini bulan; kendi sesini bulan, dünyaya iz bırakan olur.

Sesin
Yankısı :
Hoparlörün
Hikâyesi
İnsan, var olduğu ilk andan beri sesini duyurmanın yollarını aradı. Mağara duvarlarında yankılanan çığlıktan, antik amfitiyatroların taş basamaklarında çoğalan sese kadar her dönemde arayış aynıydı: sesin gücünü çoğaltmak, onu uzaklara ulaştırmak.
19. yüzyılın sonlarında bu kadim arayış yeni bir döneme girdi. Alexander Graham Bell’in telefon için tasarladığı elektromanyetik düzenek, sesi elektrikle buluşturdu. Çok geçmeden Ernst Siemens’in patenti, titreşen bir diyaframı hayatımıza soktu. Ancak gerçek devrim, 1925’te Rice ve Kellogg’un icat ettiği dinamik hoparlörle gerçekleşti.
O günden sonra insanın sesi yalnızca yükselmedi; sinema perdelerinde, konser salonlarında, evlerin en sessiz köşelerinde yeniden doğdu.
Hoparlör, yalnızca bir cihaz değil; zamanın ruhunu taşıyan bir yankı kutusudur. 1950’lerde hi-fi tutkusu, müziğe berraklık kazandırdı. 80’lerde taşınabilir hoparlörler, gençliğin omzunda sokakları şarkıya çevirdi. 2000’lerle birlikte kablolar çözüldü, ses özgürlüğünü ilan etti. Bugün ise akıllı hoparlörler, sadece konuşmuyor; dinliyor, cevap veriyor, hatta eşlik ediyor.
Hoparlörün tarihi, aslında bizim tarihimizdir. Çünkü ses, insanın varlığını duyurma çabasıdır. Ve her hoparlör, içimizdeki o kadim arzunun – duyulma isteğinin – modern bir yankısıdır.

Titreşimin
Ruh
Bulması
Hoparlör tasarımı, sesin görünmez ruhuna biçim vermektir. Ahşabın sıcaklığı, metalin soğukluğu, kumaşın dokusu… Hepsi titreşen bir diyaframın çevresinde toplanır ve sessizliğe nefes üfler. İyi bir hoparlör, yalnızca sesi duyurmaz; mekânın ruhuna işlenen bir heykel gibi, estetikle akustiği tek bedende buluşturur.


Sesin
Heykeli
Her hoparlör ses verir. Ama özel tasarım hoparlörlerimiz, sesi yalnızca duyurmaz; ona bir beden, bir ruh ve bir kimlik kazandırır.
Malzeme seçiminden formun estetiğine, akustik mühendisliğinden el işçiliğinin inceliğine kadar her ayrıntı, müziği bir deneyime dönüştürmek için tasarlandı.
Bu hoparlörler, sadece kulağa değil; göze, mekâna ve ruha da hitap eder.
Sıradan bir cihaz değil, sesin heykeli.
Müziğinizi değil, sizi anlatır.
the Magandus

ONLINE
SİPARİŞ
Magandus
Arcanum
Rhombus
Monolith
the

